Son günlerde, gazetelerin manşetlerinde sıkça yer alan dolandırıcılık olayları, Türkiye’nin pek çok ilinde vatandaşların canını yakmaya devam ediyordu. Özellikle internet üzerinden gerçekleştirilen dolandırıcılık faaliyetleri, insanların güvenliğini tehdit etmekle kalmayıp, birçok ailenin maddi kayıplar yaşamasına sebep oluyordu. Ancak, son dönemde yaşanan bir olay, bu durumun seyrini değiştirdi.
Dolandırıcılık faaliyetlerinin çoğunda, "sağduyuya aykırı" yöntemler kullanılmakta. Bu yöntemler arasında en çok bilinenlerden biri, dolandırıcıların sahte kimliklerle insanları kandırması. Özellikle sosyal medya platformlarında güvenli görünüm elde eden bu kişi ya da gruplar, sahte hesaplar açarak, dolandırılacak kişileri "avlamaya" çalışıyorlar. "Sazan sarmalı" kavramı, bu dolandırıcılık taktiğinin temelini oluşturuyor. Dolandırıcılar, önceden belirledikleri kurbanları tuzağa düşürmek için, onlara çekici teklifler sunarak güven oluşturuyor. Ardından, bu kişilerden yüksek miktarda para talep ederek, Dolandırıcılık eylemini gerçekleştiriyorlar.
Dolandırıcıların istismar ettiği bir diğer önemli nokta ise, insanların acil durumlar karşısındaki psikolojik durumları. Örneğin, bir kişi, tanımadığı birinden acil yardım talebi aldığında, merhamet duygusuyla hemen harekete geçebiliyor. İşte bu noktada dolandırıcılar devreye giriyor ve maalesef çoğu zaman kurbanlarını bu tür acil durumlar üzerinden kandırabiliyorlar. Bu noktada polis teşkilatının devreye girmesiyle birlikte, bu tür dolandırıcılığın önüne geçilmeye çalışılıyor.
Son yapılan bir operasyon ile dolandırıcılık çetesi büyük ölçüde çökertildi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü, uzun süreli bir çalışma yürütmekteydi. Bu süreçte, dolandırıcılıkta kullanılan yöntemler, kurbanlar ve dolandırıcıların yöntemleri üzerine kapsamlı bir analiz yapıldı. Çetenin yaptığı dolandırıcılıklar, birçok farklı şekilde gerçekleştiriliyordu; ancak en fazla gözde olan yöntem, sosyal medyadaki sahte ilanlar üzerinden gerçekçi görünen fakat aslında sahte olan teklifler sunmaktı.
Yürütülen titiz çalışmalar sonucunda, polis ekipleri bir dizi baskın gerçekleştirdi. Çetenin lideri ve birçok üyesi gözaltına alındı. Operasyon sonucunda, dolandırıcılara ait bilgisayarlar, telefonlar ve çok sayıda sahte belge ele geçirildi. Polis, şimdiye kadar 50’den fazla mağdurun olduğu tespit edilen dolandırıcılık olayında, yaklaşık 3 milyon TL’lik bir maddi kaybın önüne geçildiğini duyurdu. Bu rakamın dolandırıcıların meslek hayatları boyunca elde ettikleri kazançları doğru yansıtmadığını, asıl rakamların daha yüksek olabileceğini uzmanlar belirtiyor. Operasyonların sonucunda, birçok mağdurun yaşadığı maddi zarar, dolandırıcıların yakalanmasıyla birlikte azalacak ve kayıpları telafi etmek amacıyla süreç hızlanacaktır.
Bu operasyon, dolandırıcılık faaliyetlerinin son bulmadığını, ama en azından gözaltına alınan kişilere karşı çoğu mağdurun rahat bir nefes alacağını göstermekte. Ayrıca, dijital platformlarda dikkatli olunmasını ve tanımadık kişilerle asla para alışverişi yapılmaması gerektiğinin altı çizilmektedir.
Bazı dolandırıcılar, son dönemlerde emniyet birimlerinin operasyonlarına karşı yeni yöntemler geliştirmeye başladılar. Bu nedenle, polisin yapmış olduğu bu tür operasyonların devamı, dolandırıcılıkla hukuki mücadele açısından oldukça önemli bir yere sahip. Dolandırıcılık mağdurlarının haklarını savunmak ve bu tür olayların önüne geçmek için emniyet birimlerinin geliştireceği stratejiler, vatandaşları daha fazla koruyacaktır.
Dolandırıcılıkla mücadele etmek, sadece polis teşkilatının işi değildir. Her birey, bu konuda dikkatli olmaya ve sosyal medya veya başka platformlar üzerinden gelen aşırı cazip tekliflere karşı tetikte olmaya davet edilmektedir. Ceplerimizdeki parayı korumak, dijital dünyada güvende olmak için herkesin üzerine düşeni yapması gerekiyor.
Unutulmamalıdır ki, her tuzağa düşmeden önce iki kez düşünmek, "sazan sarmalı"na kapılmamak için en iyi çözümdür.